TBMM Başkanı Kurtulmuş’tan yeni anayasa çıkışı: Bu sürecin en büyük tehlikesi, süreci dışarıdan zehirlemek isteyen unsurların olabileceğidir

TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, siyasi parti liderleriyle de görüşme yaptığı “yeni anayasa” girişimlerine ilişkin olarak, “Bu sürecin en büyük tehlikesi, süreci dışarıdan zehirlemek isteyen unsurların olabileceğidir. Onun için de siyaset iyi niyetle el sıkışırsa süreçleri dışarıdan zehirlemek isteyenlere fırsat kalmaz. ” dedi. Kurtulmuş, “Anayasa konusunda her türlü fikri tartışırız, otururuz konuşuruz ama tartışmayacağımız tek konu şu anda TBMM’nin anayasa yapma gücü ve yetkisine sahip olmadığıdır.” ifadesini kullandı. 

Numan Kurtulmuş, yeni anayasa için siyasi parti ziyaretlerine CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile başlamış, DEM Parti, Saadet Partisi ve İYİ Parti ile devam etmişti. Özgür Özel görüşmesinin ardından açıklama yapan Kurtulmuş, anayasa içeriğiyle ilgili konuşmadıklarını, usul konuştuklarını ve görüşmenin verimli geçtiğini söylemişti. 

DEM Parti bugüne kadar Türkiye’de yeni bir anayasaya ihtiyaç olduğu fikrine katıldıklarını savunmuş ancak Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, tartışmaların iktidara “Yenikapı gibi can simidi olmasına” müsaade etmeyeceklerini açıklamıştı. İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ise bu hafta başında, Habertürk yayınına verdiği demeçte, “Mevcut sistemin parlamenter demokrasi ile yer değiştirmesi özeleştirisi ile gelinirse meseleye başka bakarız. Tek adamlığı kökleştiriecek bir revizyon arayışına izin vermeyiz” ifadelerini kullanmıştı.

Yeni anayasa girişimlerine ilişkin Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ve Parlamento Büro Şefi Zübeyde Yalçın’ın sorularını yanıtlayan Kurtulmuş’un açıklamaları şöyle: 

Siyasi partilerle yaptığınız görüşmelerde genel hava nasıldı, umutlu musunuz?

Ziyaret ettiğim partilerin hepsini sürece destek olmaya, katkıda bulunmaya hazır buldum. Türkiye’nin,12 Eylül Anayasası’ndan kurtulmasına ve yeni bir anayasa yapılması çalışmasına önyargısız olarak destek vereceklerini kendilerinde gördüm.

Sürece ilişkin kurallarınız nedir?

Doğru zemin ve doğru yöntem belirlemeliyiz. Doğru zemin, TBMM’dir. Bütün yetki ve sorumluluk TBMM’nindir. Doğru yöntem de partilerin büyük çoğunluğunun uzlaştığı yöntem olacaktır.

Yeni anayasa ilişkin partilerin bazı koşulları var…

Şu anda bizim elimizde, gündemimizde, dosyamızda belirlenmiş bir tek madde yok. Burada titizlikle üzerinde durduğumuz husus şeffaf, açık ve iyi niyetle süreci götürmektir.

Görüş isteyeceğiniz partilere ve kurumlara çağrınız ne olacak?

Bir kelimeyle özetlemek gerekirse bu işin esası “samimiyet.” Samimi olan insan en aykırı fikri dahi söylese, problem yoktur. Ama masayı dağıtmak için ‘ben konuşmayacağım, görüşmeyeceğim’ diyen adama hangi imkanı sunarsanız sunun, görüşünü almanız mümkün değildir. Dolayısıyla, samimiyetle bu süreci yürütebilmeyi ümit ediyorum. Ben, kendi adıma buna gayret edeceğim.

Başlangıç kriteriniz samimiyet. Peki, risk nedir?

Bu sürecin en büyük tehlikesi, süreci dışarıdan zehirlemek isteyen unsurların olabileceğidir. Onun için de siyaset iyi niyetle el sıkışırsa süreçleri dışarıdan zehirlemek isteyenlere fırsat kalmaz. Niyet okuyanların olduğu, kast edilmeyen, söylenmeyen şeylerin, söylenmiş veya kast edilmiş gibi ortaya konulduğu ortamların, iyi niyetli, samimi, şeffaf bir süreci zehirleme ihtimalleri vardır.

Kimleri kast ediyorsunuz?

Kimseyi kast etmiyorum ama ‘Kim böyle davranıyorsa…’ diyorum. Siyaset içi, siyaset dışı unsurlar olabilir. Meclis Başkanı olarak ben çok dikkat ediyorum. Siyasi partilerin de buna büyük bir hassasiyet göstermesi lazım. Türkiye’nin parlamentoda temsil edilen partileri bir masa etrafında fikirlerini söylerler. Ama ‘Siz anayasa yapamazsınız, anayasayı konuşamazsınız ya da sizin böyle bir yetkiniz yoktur’ gibi söylemlere prim vermeyiz, asla tartışmayacağımız tek başlık budur.

“Bugünkü TBMM, Kurucu Meclis vasfında değil, anayasa yapamaz” görüşü savunuluyor…

Anayasa konusunda her türlü fikri tartışırız, otururuz konuşuruz ama tartışmayacağımız tek konu şu anda TBMM’nin anayasa yapma gücü ve yetkisine sahip olmadığıdır. Bu Parlamento millet tarafından seçilmiş, yüzde 95 temsil gücü olan, 15 siyasi partinin, halkın birebir temsil edildiği bir kurumdur… Toplumsal bir mutabakat metni olması gereken anayasa sürecinin, toplumsal bir ayrışma sürecine dönüştürülmemesi gerekir. Bunun için de Parlamento’da ümit ederiz ki 400’ün üstünde bir mutabakat bulunsun.

Anayasa’yı yine de referanduma sunacak mısınız?

Mevcut anayasaya göre Meclis’teki destek 400’ü aşarsa referanduma gidilmesine gerek yok. Ama bunlar zaman içerisinde tartışılacaktır.

“Hazır bir anayasa paketi var, görüntüde görüşmeler yapılsın, sonra gündeme getirilecek” iddiaları var. Böyle bir arka plan çalışmasıyla mı yürüyorsunuz?

Kesinlikle hayır. Değil bir anayasa hazırlamak, belirlenmiş bir madde bile yok şu anda. Sürecin açık, şeffaf bir şekilde yürütülmesini arzu ediyoruz.

“Türkiye’nin bir anayasa gündemi yok ama Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın bir daha seçilmesi için yeni anayasa gündeme taşınıyor” yorumlarına ne diyorsunuz?

Bu, külliyen bir hezeyandır. Partilerin hemen tamamının yeni bir anayasadan bahsettiği ortamda, en geniş katılımla ve önerilerle yeni anayasa iradesi ortaya konulursa zaten bu konu siyasetin gündemi olur.